31 Ağustos 2017 Perşembe
DİKKAT ANNE ÇIKABİLİR!
Tüm dünyada günde ortalama 360 bin bebek doğuyor. Internet çağında olmamıza rağmen dünyanın pek çok yerinde hamilelik inanışları ve geleneksel doğum ritüelleri uygulanmaya devam ediyor. Hintliler, zor bir doğum geçirmemesi için hamile olan kadına kocasının kravatını bağlamamasını tembihliyor. Vietnam’da hamile kadınların evlilik veya tören alayına katılmasının bebeğe kötü şans getireceğine inanılır. Bir Anadolu inanışına göre yumurtayı çok yiyen kadının doğacak çocuğunun saçsız olacağı düşünülür. Hamileyken güzele bakarsan çocuğun güzel olur. Kırkı çıkmadan çocuğun tırnakları kesilirse çocuğun hırsız olacağına inanılır. Annemin bana hamileyken gamzeli olmam için bol miktarda ayva tüketmişliği vardır.
Doğumuna 3 hafta kalan sevgili iş arkadaşımın baby shower partisine götüreceğim bebek hediyelerini ararken; bu ritüellerin ilkelliğinden ziyade; ne kadar ekonomik olduklarını düşünüyordum. El kadar bebek elbiselerine, astronomik fiyatlar çeken bir yeni doğan piyasası oluşmuştu. Baby shower tıpkı bekarlığa veda partisi gibi Amerika’dan ithal yeni metropol geleneğidir. Bebeğin doğumundan kısa süre önce; anne adayının arkadaşlarını evine misafir ederek; pasta börek yedirdiği, karşılığında doğacak bebeği için türlü çeşit hediyeleri biriktirdiği bir kabul günüdür. Ve pek çok Amerikan icadı gibi bu ritüel de sınıf atlama mücadelesinde şampiyonluğu kimseye bırakmayan plaza güruhu tarafından coşkuyla karşılanmış ve hızlıca uygulanmaya başlanmıştır. Bu cumartesi günümü; haftanın beş gününü geçirdiğim ve altıncısını beraber geçirmek için çok da hevesli olmadığım 20 kadar iş arkadaşımla balonlarla süslenmiş bir eve tıkılıp her hediye paketinden çıkan bebek kıyafetlerine ‘’inanmıyorum çok tatlış’’ nidaları atarak geçirecektim. Bunun yerine anne namzedi iş arkadaşımın gamzeli bir çocuğu olsun diye tüm hafta sonunu ayva yiyerek geçirmesini ve benim güzel tatil günümü zehir etmemesini temenni ederdim. Böyle zamanlarda batıdan araklanan geleneklerin şeytan icadı olduğuna inanmadan edemiyor insan.
Baby shower partisinin ardından; doğum izni bitene kadar varlığıyla ofisi şereflendirmeyecek arkadaşımızın doğum ve ilk annelik dönemini sadece sosyal medya üzerinde takip edecektik. Dünyadan habersiz Beren Su uyuyarak değil layklanarak büyüyecektir. Doğum sonrası kilolarından kurtulmak için her gün maydanoz kürü içen iş arkadaşım; istediği kiloya ulaşana kadar bu fotoğraflarda sadece gülümseyen suratıyla yer alacaktır.
Taze annemiz doğum iznini tamamlayıp ofise döndüğünde ise çevresindeki tüm arkadaşları için cehennem azabı başlayacaktır. Çünkü asansörde, toplantıda, yemekte yakaladığı herkese; Beren Su’nun nasıl agucuk dediğini; ilk adımını nasıl attığını anlatacaktır. Pek çok anne gibi, arkadaşım da Beren Su’nun üstün zekâlı olduğunu düşünecektir. Beren Su’nun mutlu ve sağlıklı bir çocuk olması annesinin mutlu olması için yeterli değildir. Beren Su muhteşemdir. Tam bir prensestir. En güzel mamayı Beren Su yer. Beren Su kadar zarif emekleyen bir çocuk daha dünyaya gelmemiştir. Kakası pudra şekeri kıvamındadır ve ağlamasından da anlaşıldığı üzere müzik kulağı fazlasıyla gelişmiştir.
Yüksek plazaların, yüksek egoları tarafından yetiştirilen tüm çocuklar gibi Beren Su da kısa, orta ve uzun vadede ulaşılacak hedefleri belirlenmiş bir projedir. Özbek yatılı bir bakıcı tarafından büyütülecek olan Beren Su, 3 yaşından itibaren oyun gruplarına yollanacaktır. 4 yaşında jimnastiğe; 5 yaşına girdiğinde baleye başlayacaktır. Piyona dersleriyle çakıştığı için jimnastiği bırakmak zorunda kalacaktır. Balerin olmasa da zarafet getirsin diye baleye bir süre daha devam edecektir. Yapılan detaylı piyasa araştırmalarından ve çocuğu olan diğer iş arkadaşlarıyla istişare edildikten sonra Beren Su fahiş fiyatlı bir koleje gönderilecektir. Okuldaki rehberlik hocası her beş veliden beşine de söylediği şeyi Beren Su için de söyleyecektir: ‘’Üstün zekalı bir çocuk, az bulunur bir yetenek.’’ Derslerdeki performansı rehberlik hocasını doğrular nitelikte olmayınca Beren Su konsantrasyon bozukluğu sebebiyle 3 farklı pedagoga götürülecektir. Harcanan tüm emeklere rağmen derslerinde başarılı olamadığı gibi piyanoyu da kıvıramayan Beren Su için tüm umutlar tükenmiştir. Proje başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Yeni projeye başlamak gerekir. Beren Su’ya kardeş için hazırlıklara başlanır. Bu sefer farklı yöntemler uygulanacaktır. Piyano yerine beden senkronizasyonunu geliştiren yüzme; bale yerine takım ruhunu geliştiren basketbol kursu denenecektir.
Baby shower partisine götüreceğim hediyeyi ararken, Beren Su’nun tüm yaşayacaklarını düşünmek içimi kararttı. Hediye almaktan vazgeçtim. Arkadaşımı aradım, acil bir işim çıktığı için gelemeyeceğimi ilettim. Telefonu kapatmadan da yumurtayı çok abartırsa Beren Su’nun kel kalacağını, ayvanın da gamzeler konusunda bir boka yaramadığını söyledim.
18 Ağustos 2017 Cuma
YÜZÜKLERİN HANIMEFENDİSİ
Eski Latin Avrupa inancına göre sol
elin dördüncü parmağında bulunan damarlardan biri kalp ile doğrudan
bağlantılıdır. Bu yüzdendir ki evlilik nişanesi olan yüzük, bu parmağa takılır.
Kalbe giden yolu çevreleyen bu halkalar henüz fahiş fiyatlara pazarlanmadan
yüzlerce yıl önce; Nil nehri kıyılarındaki sazların bükülüp örülmesiyle Mısırlı
kadınların parmaklarını süslemişler. Yüzyıllar içerisinde altın, gümüş ve
pırlantaya evrilmiş ve ‘’kıymetlimisss’’
olmuşlardır.
Ofis masasında etrafına bizi
toplayıp parmağındaki parlak taşlı yüzüğü gösteren iş arkadaşımın kalbine giden
hiç bir damarın o koca taşı taşıyacak kadar güçlü olmadığına emindim. Ama
taktığı taşın, tanıdığı kaç kişinin
yüzüğünden daha pahalı olduğunu unutmayacak kadar güçlü bir hafızası vardı.
Zamanımızın %70 ini alan çalışma
hayatı; giyim tarzımızdan eğlence anlayışımıza kadar tüm hayat tarzımızı tek
tipleştirir. Plazalarda geçirilen birkaç yılın ardından; tatil için gittiğiniz
otellerin şirketinizin yaz dönemi için tahsis ettiği lojmanlar haline geldiğini
fark edersiniz; çünkü herkes aynı yerlerde tatil yapmaya başlar. Dişlinin
parçası; zincirin halkası olmak; benzer markaları giymeyi; aynı restoranlarda
yemeyi; benzer kişilerden hoşlanmayı, aynı şekilde sevmeyi ve hatta aynı
ritüellerle evlenmeyi gerektirir. Ve ailenizin, okul hayatınızın ve
genlerinizin birlikte sentezlediği özgün hayat tarzınız; iş hayatının tornasına
girer. Çevrenizdeki herkesle aynı kalıpta çıkartır sizi.
Hafta sonu evlilik teklifi almış iş
arkadaşımın yüzüğünü zaten sosyal medya hesabında ‘’ and I said yes!’’ notuyla paylaştığı fotoğrafta görmüştük. Yakın zamanda yöneticiliğe terfi edecek
parlak damat adayı da aynı fotoğrafı ‘’and
she said yes!’’ notuyla paylaşmıştı. Plaza toplantıları gibi; plaza aşklarının dili
de İngilizcedir. Bu yüzden evlilik teklifiyle ilgili detayları sosyal medyada
İngilizce paylaşmak gerekir. Sosyal medya; arkadaşımın parmağına geçirilmiş
pırlanta yüzüğün her cepheden çekilmiş fotoğrafını bizimle paylaşmasına rağmen;
karatını; parlaklığını dünya gözüyle görmemiz ve tabi ki ‘’tesadüfen’’
öğrendiği fahiş fiyatını duymamız için ofiste mini bir toplantı yapmamız
zaruriydi. Önceden sipariş edilen evlilik teklifi detaylarını bütün
mahremiyetinden arındırılmış şekilde dinledik. Son bir buçuk yıldır, erkek
arkadaşını evlenmeye ikna etmeye çalışan ve istediği yüzüğü tüm
alışverişlerinde pırlanta dükkânlarının vitrinlerinde imalı şekilde gösteren
arkadaşım; hafta sonu aldığı evlilik teklifini hiç beklemediği ve hazırlıksız
yakalandığı bir sürpriz gibi anlattı. Biz de bu aşk dolu hikâyeye şahitlik eden
pırlantaya bakarak arkadaşımıza mutluluklar diledik.
Zekâsını ve yeteneklerini, özel
sağlık sigortası, yemek kartı ve ayda bir hesabına yatan
maaş karşılığında büyük sermayedarların şirketlerine satmaya alışan beyaz
yakalıların; özel hayatlarını da benzer alış verişler üzerine inşa etmeleri
olağandır. Çiçeklerden orkide; saatlerden Rolex sevilir. Tektaşın karatı;
smokinin kuyruğu aşkınızın büyüklüğünü gösterir. Sevginin emek değil; güç
etrafında yeşermesi, modern zamanların devşirdiği kısa ömürlü ilişkilerin
gerçeğidir. Plaza hayatı her alanda modern hayatın en önemli temsilcisidir. Tüm
zevkleri tek tipleştirilen modern beyaz yakalar arasında özgün kalmak asilik;
romantizm modası geçmiş bir arabesktir.
Yüzüklerin Hanımefendisi arkadaşımın
geçirdiği muhteşem hafta sonunu dinledikten ve parmağındaki pırlantaya
yeterince övgüler düzdükten sonra yaklaşan düğünün detaylarını da konuştuk: 8-10 kg ağırlığında, taşlı, pullu, kabarık
gelinlikler; 17 cm kadar yukarı uzanan kabarık topuzlar; cilt pigmentlerinin
genetiğini değiştiren tonda makyajlar ve 350 kişilik düğün organizasyonları..
Arkadaşımın müstakbel nişanlısıyla, düğünde masalara koyulacak peçetelerin geçirileceği
inci halkaların getireceği ek masraf sebebiyle biraz gerildiklerini duyduğumda
endişeli ve üzgün yüz ifademi takındım. İnci halkalara geçilmemiş peçetelerin
olduğu masalarda bir düğünün ne kadar tatsız tuzsuz olacağı herkes tarafında
kabul edilmiş evrensel bir gerçekti ne de olsa.
Arkadaşımın masasında nişanlısıyla fotoğraflarının olduğu bir
çerçeve vardı. Yanak yanağa çektirdikleri fotoğrafta objektife mutlu ve aşk
dolu gülümsüyorlardı. Henüz sıradanlaşmadıkları; göstermelik değil hissederek
aşk yaşadıkları günlerden kalma bir kareydi anlaşılan. Ara sokaklardan birinde, taş bir duvarın
önünde çekilmişti ve tesadüfen mi yoksa bilinçli mi bilmiyorum, arkalarındaki
duvarda, ilişkileri alışverişe dönmeden önceki hislerine yakışır bir yazı
vardı:
‘’ AŞK ÖRGÜTLENMEKTİR..’’
#şiirsokakta
11 Ağustos 2017 Cuma
YANDAN ÇARKLI
İşçilerin, kendilerini
öldürürcesine çalışma ve yokluk içinde sürünerek yaşama gibi çılgınlığı
karşısında, kapitalizmin büyük üretim sorunu üretici bulmak ve onların gücünü
iki katına çıkarmak değil, tüketici bulmak, isteklerini kamçılamak ve onlarda
sahte gereksinimler yaratmaktır artık...(Paul Lafargue-Tembellik Hakkı)
Kahve bitkisi MS 800’lerde Etiyopya’da keçilerini otlatan bir
çoban tarafından keşfedilmiştir. Kahve çalısının meyvelerini yiyen keçiler her
zamankinden çok daha hareketlidirler. Dönemin keşişleri keçilere güç veren bu
bitkiyi kaynatarak içmişler ve bu sayede uyanık kalarak çok daha uzun süren
ayinler yapabilmişlerdir. Çalışmayı ibadet haline getiren sanayi devrimi ise
kahve molaları sayesinde işçilerini daha zinde tutmayı başarmıştır. Ancak
işverenler için molaların kısası makbuldür. Bu yüzden 1900’lerin başında
işçilerin kahve molalarını kısaltmak amacıyla buhar teknolojisinin kullanıldığı
espresso (hızlı kahve) makinası icat edilmiştir. Kahvenin hazırlanma süresini 4
dakikadan 30 saniyeye kadar düşüren bu makine sayesinde, işçiler vakit
kaybetmeden işlerinin başına dönebilir hale geldiler. Bu sebeple damak tadımızı
katleden ama saniyeler içerisinde hazır olan suda çözülebilir paket kahveler ve
sallama çayların da masumiyetini sorgulamak gerekir. Çalışma hayatında köpüğü
üzerinde yandan çarklı kahvelere ve tavşankanı çaylara ayıracak vakit yoktur.
Mesai arasındaki molalara dahi göz diken ekonomik sistem
elbette yasal olarak verilen 15-20 günlük izinlere tahammül edemeyecekti. İki
hafta için ekonomik değer yaratma sürecinden uzak kalan iş gücünü, izindeyken
dahi sistemi besler hale getirmenin bir yolu olmalıydı. Sanırım bu yüzden modern
dünyadaki tatil anlayışı, ‘’üretemiyorlarsa tüketsinler bari’’ mantığına
dayanıyor. Patlayıncaya kadar yiyeceğiniz tatil köyleri, güneşin zararlarından
koruyan 80 çeşit krem, uzun molalarınızda dahi piyasa ekonomisine katkıda
bulunmanızı sağlıyor.
Yaz aylarında plazalardaki asansör ve öğle yemeği gündemi
değişir. Tüm beyaz yakalılar tatil deneyimlerini paylaşır, gidilecek sahil
şehirleri, kumu güzel plajlar, açık büfesi zengin oteller, muhteşem kokteylleri
olan barlar anlatılır. Bu paylaşımlar sayesinde tatiller tek tipleşir. Peş peşe
gidilen oteller bir süre sonra aynı yerde çalışan beyaz yakalıların lojmanları
haline gelir. Ben de iki haftalık izin hakkımın ilk haftasını yurt içinde,
kalanını yurt dışında geçirecek şekilde planladım. Son dönemin trendlerinden
olan otellerden birine rezervasyonumu yaptırdım. Mutlaka uğranması gereken
restoranların listesini yapmak için 3 kahve molasında ayaküstü tavsiyeler almam
yeterli oldu. Harcadıkça biriken, biriktikçe gaza gelip daha çok harcadığım
miller sayesinde uçağım daha ucuza gelmişti ama havaalanı transferi uçuştan elde
ettiğim karın iki katını cebimden almıştı zaten. Henüz tatile çıkmadan yaptığım
masraflar, toplam konaklama masrafımla eşitti nerdeyse. Tatile gitmeden önce 5
seans solaryum sayesinde, ilk gün çektiğim plaj selfielerinde dahi bronz
görünebilecektim. Fotoğraf paylaşmak için bronzlaşmak için günlerce bekleyemezdim.
Tatil öncesindeki kozmetik masraflarım solaryum seanslarıyla sınırlı kalmadı. Güneş
ışığının yaşlandırıcı etkisinden korunmak için ayrı, cilt kanserini engelleyici
ayrı krem almam gerekti. Saçları deniz tuzundan korumak için vesaire yağı, deniz sonrası nemlendirmek
için falan filan spreyi de almam
şarttı.
Güneş ışığının ölümcül zararlarına dair haberlerin yaz
aylarına girmeden hemen önce çıkmasının tek sebebi halkta doğru zamanda
farkındalık yaratmak değildir. Her yıl yeni bir zararı daha keşfedilen hain güneşten
en büyük faydayı kozmetik firmaları sağlar. Önce güneş ışığının daha önce
bilinmeyen ve yeni keşfedilmiş bir zararı ana haber bültenlerinde yer alır.
Sosyetenin gözdesi olan bir güzellik uzmanı ya da eli yüzü düzgün bir
dermatolog tarafından bu zarar ballandırılarak anlatılır. Halk, ölümünün güneş
ışınlarından kaynaklanacağına tamamen inandıktan kısa bir süre sonra piyasaya
muhteşem bir ürün sürülür. Kahraman krem sayesinde güneşin yeni keşfedilen
zararından korunabilecektir herkes. Binlerce yıldır insanlık için yaşam kaynağı
olan güneş bir süredir kozmetik sermayesi için de ekmek kapısıdır.
Tatil öncesi hazırlıklar kredi kartı ekstrenizi yeterince
şişirmiştir. Neredeyse bütün yıl maaşınızdan artırıp biriktirdiğiniz
tasarrufunuzu harcayacak daha çok yer vardır. Şezlong ve şemsiye kirası, 35lik
rakı fiyatına su satan beach clublar, fiyatların
dolar cinsinden yazdığı yemek menüleri tasarrufunuzu eritmek için heyecanla
beklemektedir. İş gücünden uzak olduğunuz süre içinde, ekonomiye tüketerek
katkı sağlayabileceğiniz envaı çeşit seçenek sunulacaktır önünüze. Gelecek
yılki tatilin parasını biriktirmek için çalışabileceğiniz 12 muhteşem ay vardır
önünüzde.
Otelime ulaşıp, odama yerleştikten sonra, hiçbir yere yetişme
telaşı olmadan içmek için bol köpüklü, yandan çarklı bir kahve söyledim
kendime. O sırada yapılan bir anons, önümüzdeki 2 saat içinde SPA bölümündeki
masajın %30 indirimli olacağını söyledi. Bu fırsatı kaçırmamak için koşarak
resepsiyona gittim. Sadece bir yudum içilmiş yandan çarklı kahvemi soğumaya
terk ettim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)