Social Icons

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Kazandıkları Parada Gözünüzün Kaldığı 7 Meslek Grubu


Acun Ilıcalı'nın yaptığı  işe bir isim verebilseydim; en üst sıraya onu koyacaktım ama bulamadım.

1) Emlakçılar: Kiralayacağınız ya da satın alacağınız bir daireyi sırf sizden daha önce gördü diye mükafatlandırmak zorunda kaldığınız gözü açık arkadaşlardır. Her birinin hayal gücü çok yüksektir ve hayata hep pozitif yanından bakarlar: parmak ucunda, 45 derecelik açıyla eğildiğinizde gördüğünüz su birikintisinin deniz manzarası olduğuna sizi de inandırırlar. 13 km mesafedeki polis karakolu; taşınacağınız semtin ne kadar güvenli olduğunun kanıtıdır onlar için. Size gösterdikleri evdeki camlar, elbette ki içerideki nostaljik  havayı bozmamak için yenilenmemiştir. Çok hatırşinastırlar; size de kesin içleri ısınmıştır ve bunun için ev sahibiyle konuşup kirayı indirmeye çalışırlar. Kontrat imzalanıp, komisyon cebe indirilene kadar; ‘’evde bir sorun çıkarsa , biz hep buradayız, mutlaka irtibatta kalalım’’ gibi cümlelerini işitirsiniz. Hayatınız boyunca da bir daha karşılaşmazsınız.



2) Diyetisyenler:  Size, yağsız tuzsuz yemek listeleri vermesi için gittiğiniz; çoğunluğu sinir bozucu incelikte kadınlardan oluşan meslek grubu..İtiraf ediyorum ben de bu tuzağa düştüm L Hem, kendi tespitlerime göre 3.5 kilo olan  fazlalığımı vereyim, hem de sağlıklı beslenmeyi öğreneyim diye 3-5 seansın parasını gözden çıkarıp diyetisyenden randevu aldım. Victoria’s Secret mankeni olabileceğime  ikna edildim ve  12 seanslık parayı peşin verdim.  Sonuç: balık etli kadın candır:)




3)Psikologlar: Bu mesleğin hakkını verenlere saygımız sonsuz. Ancak modern dünyada fazlasıyla içinin boşaltıldığını da kabul edelim. İstediği işe kabul edilmeyen, sevgilisinden ayrılan, terfi edemeyen, boğazı ağrıyan, kilo veremeyen, fermuarı yırtılan, kontörü biten herkes acilen bir psikologa koşmaya başladı. Siz morali bozuk bir arkadaşınızı rakı masasında saatlerce dinleyip, onu neşelendirmek için bin türlü hokkabazlık yapıp üstüne bir  de jest olsun diye dünya kadar hesabı ödersiniz; o gider kendisini sofistike bakışlarla dinleyen ve sürekli çocukluğunuza inen  bir psikologa servet bırakır.  Üstelik seanslardan sonra da elinizde bir reçete bulmayı bekleyemezsiniz. İşteki başarısızlığınızın nedeni kesin otoriter bir baba figürüdür; kötü giden ilişkilerinizin nedeni ise ergenlikte sınıfın ortasında kaçan çorabınızla dalga geçilmesidir.  Babayı mı değiştirelim, kaçmayan çorap mı bulalım diye düşünürken; seans biter, 250 TL‘yi bırakınca birden bir aydınlanma yaşarsınız. Evrene mesajlarınızı yollayarak eve geri dönersiniz.





4) Futbol Yorumcuları:  Futboldan anlamam. Ofsaydın bile ne olduğunu yeni çözmüş ama pratikte  henüz hiç tespit edememiş bir insanım. Ama insanların futbolla ilişkisinin ‘’oynamak’’ ve ‘’ izlemek’’ olarak daraltılması gerektiğini düşünüyorum. Zira futbolun dinlenecek değil, daha çok izlenecek bir aktivite olduğuna futbol severler de katılacaktır. Futbol maçı izleyen hiç kimsenin: ‘’falanca takım ikinci yarıya hızlı başladı; filanca takım erken yoruldu’’ safsatalarını dinlediğine ve dikkate aldığına şahit olmadım.




5) Genel Müdürler:  Yeni stratejileri  ve hedefleri belirledikleri söylenir. Siz umut ve merakla yenilikleri beklerken; ne yaptığınız iş değişir, ne maaşınız artar, ne mesainiz azalır. Toplantılarda kendilerine hazırlanan süslü püslü sunumları dinler, yaptıkları birkaç yorumla genellikle hayatınızı karartırlar. Sürekli iş seyahatine gider, size de bir şey getirmezlerJ Kendileriyle yapılacak yarım saatlik toplantı için; 10 gün çalışıp; 90 slide sunum hazırlarsınız; 12. slide’dan sonra falanca şirketin CEO’suyla yemek yiyeceği için toplantıdan ayrılırlar. Kısa bir özet göndermenizi isterler. Özeti hazırlamak da nereden baksanız 3 gününüzü alır. Genel müdürlük, emeklilik döneminin yüksek maaşlı hali gibidir. Sizin emeklilik için kurduğunuz ancak çocukların üniversite masrafından dolayı hiç bir zaman gerçekleştiremeyecek olduğunuz hayalleri , onlar çalışırken yaparlar. Squash oynar, balık tutar, tekneleriyle uzun tatillere çıkarlar.



6) Noter: Bütün alım satım işlerinden tutun da; çekiliş ve kuralara kadar her naneye imzaları gerekir. Lotoyu tuttursanız bile, zengin olduğunuzu ispatlamak için bu asık suratlı adamlara muhtaçsınızdır. Anlamadığım, imza attıkları dosyalara hiç bir zaman bakmamalarıdır. Kitap götürseniz, farkında olmadan onu bile imzalarlar.


7)Milletvekilleri:  okuyucunun yorumu..





1 yorum:

  1. Eline sağlık uzun zamandır bu kadar keyif aldığım bir yazı dizisi okumamıştım;)

    YanıtlaSil