Politika fena
halde geleneksel ve bir o kadar da ataerkildir..O yüzden ilişkilerdeki davranış
modelleriyle çok fazla ortak yanı vardır. Kumarda kaybeden aşta kazanır ama
seçimde kaybeden taraftakiler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim..
1) İkisinde de kesinlikle tutamayacağın sözler
verir, vaatlerde bulunursun:
Ankara'ya boğaz getireceğim , mazotu 1 lira
yapacağım hatta ofsaytı bile kaldıracağım dersin. İlişkide ölene kadar yalnız seni
seveceğim, yazlığı da üzerine yapacağım dediğin gibi.
2) Kendinden
öncekilere şiddetle nefret duyar onların hiçbirine benzemediğini savunursun:
Ezanı Türkçe
okutan CeHaPe zihniyetine saydırırsın. Senden önceki iktidarların bu halka
zulmettiğini, senin sayende demokrasi geldiğini savunursun. Bir yandan da THY’de
kırmızı ruju yasaklarsın, gece içki satşını durdurur , Beyoğlu’nda masaları
toplatırsın. Tıpkı öncekilere
benzemediğini iddia edip , sevgilinin etek boyundan kavga çıkarman
,erkek arkadaşının maç izlemesine trip atman gibi. Ama sen başka erkeklere ya da
kızlara benzemezsin, o ayrı..
3) Üç vakte
kadar bencilleşir, ne koparabildiğine bakarsın:
İki dönem
hizmet ettik, saçımızı süpürge ettik, biraz da biz yiyelim dediğin dönemde
ayakkabı kutularını doldurmaya başlarsın. İhalelerde peşkeş çekersin. İlişkinde
de ilk aylarda yaptığın süprizleri rafa kaldırır, ‘’yorgunsan dışarda yiyelim
aşkım’’lara son verirsin. İşten gelip göbeğini kaşıyarak kumandaya hakim
olursun. ''Yemek hazır değil mi'' ya da ''çay koymayacan mı'' diye mutfağa seslenirsin.
4) Kaybetme
riskini gördüğün an kesenin ağzını açarsın:
Baktın
anketlerde oy kaybetmeye başladın, bütçe kalemleriyle oynamaya başlarsın. Metro
inşaatını durdurur, odun kömür dağıtırsın. Daha da yetmedi su gitmeyen köye
bulaşık makinesi yollarsın; tıpkı sevgilin görüşme sıklığınızı haftada bire
düşürdüğünde , iş yerindeki arkadaşlarıyla her mesai sonrası yemeğe çıkmaya
başladığında playstation ya da kombine almak yerine sürpriz tatiller ve
pırlanta kolyelere paranı harcadığın gibi.
5) Suç
işlediğin an jestler yapmaya başlarsın:
Polisinin
dayağından, sıktığın gazdan gençler ölür; annemin altın gününde kısır yemek bırakılır, tencere tava çalınmaya
başlanır; sen anlarsın ki halkın ağzına bal çalmak lazım. Marmaray'ın açılışı
yaparsın; 4 dakikada kıtaları aşan halkı büyülemeye çalışırsın. Sevgilini
aldatır; iş yerine çiçek yollarsın. İlişkiniz boyunca söylediğin toplam ''seni seviyorum''un %80'ini bu 3 günde
söylersin.
6) Kötü
gidişatın nedeni hep dış mihraklardır:
Politik
istikrarsızlığın, gezi olaylarının, terörün nedeni kendi yaptığın politikalar
değil, hep dış mihraklardır.Hepsi faiz lobisinin, Avrupa Birliğinin ve okyanus
ötesinin oyunudur. Senin bir siyasi parti olarak hiç suçun günahın yoktur.
İlişkide de böyledir. Ya annesi ilişkinize çok müdahale ediyordur , ya arkadaş
çevresi kötüdür. Karşıdaki hatun ayartmasa , zorla yatağına girmese, senin hiç aklında yoktur.
7) Atara
gelemezsin:
Siyasette
halk kuzu gibiyken meydanda cirit atar demokrasi naraları atarsın. Halk
güvenliği bana emanet, kılınıza zarar getirmem dersin. İstediğin politikayı
yürürlüğe sokar, ben size hizmet için varım tevazülerini havada uçurursun. Ne
zaman ki halk yaptığın politikayı beğenmez; ormanına da, üniversitesine de
sahip çıkar; sokağa dökülür; senin ayarların bozulur. Basarsın biberi, copu.
Haddini bildirirsin. İlişkide de böyledir: akşam uzayan toplantılara, unutulan
yıl dönümlerine karşın tribi yiyince;
''ne zaman evlenicez'' , ''yanındaki kız kimdi'' sorularından köşeye sıkışınca,
yaygarayı kopartırsın. Telefonları açmaz, mesajlara dönmezsin. Yanına
gittiğinde suratını asar , karşındakine zulmedersin.
8) Destekçi
toplamak için elinden ne geliyorsa yaparsın:
Seni
alkışlayan çoksa, kişi sayısı ne kadar fazlaysa sesin o kadar gür çıkar. Dağ
köyüne mecburi hizmete yolladığın öğretmenine, doktoruna ne yolluk verirsin, ne
kira yardımı yaparsın. Ama Kazlıçeşme yolları çetrefilli olduğundan kumanya ve
yol yardımını esirgemezsin. Sonuçta alkışlamak ciddi bir efor ve enerji
gerektirir. Çocuk okutmaya ve hasta bakmaya benzemez. Terk ettiğin de ve
aldattığında da benzer bir efor sarf edersin. ''Evet yaptım ama sor ki neden
yaptım'' la başlayıp; kimi zaman gözyaşlarına kadar varan türlü sahne
gösterileriyle eşin dostun desteğini toplarsın.
9)
Tükürdüğünü hep yalarsın:
3. köprünün
İstanbul için cinayet olduğunu söyler ve şiddetle karşı çıkarsın. Sonra şehrin
trafiğine çözüm getiren kahraman olarak temel atma törenine katılırısın.
Okyanus ötesine selam durduğun kardeşlik yıllarını unutur; içimizdeki
köstebekleri yok edeceğiz dersin. İlişkide de sözde asla özür dilemezsin;
kapında yatsa bile affetmezsin. Bir buket papatya tav olacağını nereden
bileceksin:)
10) Kendini
garantiye alır almaz salarsın:
Seçim biter, koltuk 4 yıl daha garantidir.
Vitesi boşa alma zamanıdır. Ankara'da yarım kalan metro inşaatları 4 yıl daha
bekleyebilir. Nikahı bastın nasılsa; 8 kilo alsan da boşayacak hali yok ya...
''Politikada
dürüst olmak Ayşecik rolünde film çevirmeye benzer'' (Emre Yılmaz)
Malesef çoğu
ilişkide de öyle...