Hep ait olduğumuz üst kimliğin, alt kimliğin ya da her
neyse vazgeçtim- nihayete ulaşmayan tartışmalardaki kavramları kullanmak
tehlikeli olur şimdi- ait olduğumuz sosyal grubun tarihini öğrenme ve sahip çıkmanın peşindeyiz. Türk tarihi, Osmanlı tarihi, tuttuğumuz takımın tarihi, vesaire vesaire.. Bireysel
tarihimizdeki en büyük araştırma sevgilimizin bizden önceki aşk tarihiyle
sınırlı olup, temel kaynakça ise facebook olmuştur. Hiçbirimiz kendine ait
olanın, iz bıraktığı ve kendisinde iz bırakan yerlerin tarihini önemsemez.
Yaşadığım ev müteahhite satılıp yıkım kararı verildiğinde aklımdan bunlar
geçti. 4 yıldır bu evde biriktirdiğim anıları düşünürken, 35 yıllık
apartmanımın, bahar geldiğinde hangi ağaçtan geldiğini bir türlü bulamadığım
güzel kokulu sokağımın ve esnafına kurban olduğum mahallemin kısa tarihiyle, yakın çağ Türk tarihinden de; antik çağ tarihinden de daha çok ilgili olduğumu söylemeliyim.
Arka bahçedeki büyük bir ağacın yazın gölgelediği
balkonlu evimde, benden önce 31 sene kimlerin büyüdüğünü, ilk sigarasını
içerken yakalandığını, tek rakamla büyük ikramiyeyi kaçırdığını, kaç kez
ağladığını, kaç kez gürültüden rahatsız olan alt komşunun uyardığını merak
ediyorum. İlk'lerimi, en'lerimi, çok'larımı, hiç bu bu kadar'larımı yaşadığım ev,
kim bilir benden önceki 31 sene boyunca benzer duyguları yaşayan kaç kişiye daha
yarenlik etmiştir..
Az katlı, geniş balkonlu apartmanları yıkıp, yerine
yüksek, bir o kadar ruhsuz, otele benzer rezidanslar diken müteahhitlerin bu
anlattıklarımı düşünecek halleri yok tabi. Limitli alana balık istifi gibi
insanları yerleştirmek için, her bir metrekaresini değerlendiren, nefes alacak
kafes benzeri aralıklar koyup adına da havalı havalı fransız balkon diyen ve
fahiş fiyata satan kalantor abilerimize saygımız sonsuz. Son mahalle apartmanı
yıkılana kadar hapis hayatı yaşamak istemeyen ben , yıkım için en fazla 4 senesi olan başka bir mahalle apartmanı buldum neyse ki.. İlk günden su tesisatını yaptırmakla uğraşsam
da, geniş balkonundan ayın yükselişini izleyebiliyorum. Hafif boynu ileri uzatarak küçük bir deniz manzarası bile görüyorum. Ses yalıtımı olmayan
camlardan karşı duraktaki son otobüsün sesini duyup, dışarıdaki hayatın
devam ettiğini hissedebiliyorum..Karşı komşumun Bandırmalı, kapıcının Çorumlu
olduğunu ilk günden biliyorum..Son 30 yıl olmasa da, meraklı
komşularımdan, benden önceki kiracının
gazetecilik yaptığını öğrenebiliyorum..
O ruhsuz, yüksek binalarda, bizi sosyal yapan ,bizi bizden başkalarına karşı
duyarlı kılan kaç detayı öğrenebilir ki insan?
Çok mu duygusal düşünüyorum? Belki..
Ama diğer taraftan,
en fazla 20 hanenin yaşayabildiği az katlı binaların yerine, hiç bir alt yapı hazırlığı olmaksızın 4 katı
kadar insanın yaşayabileceği yüksek
apartmanların dikilmesinin mantıklı bir yanını da göremiyorum. Sabahları mahallemden
çıkarken yaşadığım trafik şu an bile bunaltıcı olabiliyorken, bu rezidanslardan
sonra durumun vahametini tahmin bile edemiyorum.Bu sadece ilk akla gelen sıkıntı.
Şehir planlamacıların düşünemediğini ben düşünecek
değilim ne de olsa..
Yeni taşındığım evin tek bir sıkıntısı, balkondan eski
evimi görüyor olması. Yıkımını izlemenin bana ne hissettireceğini şimdiden
görebiliyorum. Yaşadığınız evin yıkılışını izlemek, hiç dönmeyecek
sevdiklerinizi uğurlamak gibi bir his yaratıyor insanda. Ben de şu an sevdiğim
bir insana veda etmeye hazırlanıyor gibiyim. Ardından su dökemeyeceğim
üstelik..
Bende bu kadar iz bırakan evime, ben de izler bırakmak istedim taşınmadan
önce. Sevdiğinizin eline sıkıştırdığınız son veda mektubu gibi.. Duvarlarına
yazılar yazdım, evimden başka kimse göremeyecek olsa bile.
Depozitoyu düşünmeden evin duvarlarını çizmek, boyamak az bulunur bir fırsat. Eşyaları taşımaya gelen arkadaşları da heyecanlandırdı bu düşünce. Eşyalara girişmeden ''abla biz de 1-2 bişey karalasak müsaade var mı?'' diye sordular hemen. atış serbest dedim ben de:)
Umarım, taşındığım ev en güzel anılarıma gebedir. Dilerim
buranın da yıkılışını izlemek, önceki kadar çok acıtır içimi. İzleri o kadar derin olur. Hukuk
sistemimizdeki hantallığa ilk kez müteşekkirim. Bugün yıkılacak kararı çıksa,
en az 4 senesi var uygulamaya geçmenin. Henüz karar falan da olmadığına göre en
az 4 senesi var bu evdeki geleceğimin. Kişisel tarihimi yazmaya yeter de artar
bile..
Bayanlar, baylar! Lütfen dikkat! Yeni ev, yeni şans. Başlıyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder