Gittiğimiz ilk Sezen Aksu konseri değil ama nasıl ki Küçük Prens kitabı çocuklukta, gençlikte ve yaşlılıkta okunduğunda bizi bambaşka düşüncelere gark ediyorsa, Sezen Aksu şarkıları da her yaşta başka duygular yaşatıyor insana.
Bir Sezen Aksu konserinde, Sezen Aksu’nun sahne performansından bahsetmek, Nobel ödüllü bir yazar için '’adamın kalemi güçlü’’ demek kadar yavan olur. Bir Sezen Aksu konserinin güzel geçmesi, sizin şarkılara kendinizi ne kadar kaptırdığınızla ilgili olabilir ancak. Ve bu açıdan düşünürsek: evet konser güzel geçti diyebiliriz.
Konsere girmeden önce bu kadar çok Sezen Aksu şarkısını hangi ara ezberlediğimi düşündüm. Bunun için hiç uğraşmadım çünkü. Hiç uğraşmadan yine mi güzeliz yine mi çiçek lerin, bir kedim bile yok ların dilime, belleğime bu denli yerleşmiş olması da sadece bana özgü değildir diye düşünüyorum. Herkes gibi ben de hadi bakalım kolay gelsin şarkısının eğlenceli tınısıyla 90’larda dinlemeye başladım Sezen Aksu’yu. İtiraf etmek gerekirse domates biber patlıcan kadar eğlenceli bulmamıştım ama çocuk ruhumu en çok eğlendiren şarkılardan biriydi, sözlerindeki derinliği anlamaya yaşımın yetmediği bu ezgi.
İlk gençlik döneminizdeki her aşkınınızı ve de her ayrılığınızı ayrı bir Sezen Aksu şarkısı anlatır. Sanki kadın işi gücü bırakmış sizi anlatan şarkılar yazmıştır. Koridorda 3 kez gözgöze geldiğiniz kız için mi yazmıştır ' uçurum uçurum,gözlerine baktığım sensin' diye başlayan belalım şarkısını yoksa babasının tayini çıktığı için başka şehre taşınmak zorunda kalan kara kuru oğlan için mi söylemiştir 'gitme dur nolursun, gitme kal yalan söyledim' şarkısını..Küçük yaşımızın büyük sandığımız acılarının en vefalı yareni Sezen Aksu’ydu işte..
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
‘’Ey benim gündem zengini ülkemin yalnız ve güzel insanları’’ diyerek bir es verdi şarkılarına Sezen Aksu. Harbiye'yi dolduran onca insan birden büyüyüverdik oracıkta. Hele de son günlerde zulmün başsemti olmuş taksime bu kadar yakınken, herkes bencilliğinden sıyrılıp; kimi çevresindeki ayrımcılağa öfkelendi, kimi cehalete, kimi şiddete, kimi de sadece 'ağla firuze' diyerek uçup giden gençliğine. Tam da bu sırada patlattı şarkıyı Sezen Aksu:
" eller günahkar, diller günahkar
Bir çağ yangını bu bütün
Dünya günahkar
Masum değiliz hiç birimiz.."
İç hesaplaşmalarımızı vicdan yaralarımızı tek bir şarkıya sığdırmak kolay olmadı tabi, park ettik sonra tekrar düşünmek için. Her zaman yaptığımız gibi...
Bu kızı yeniden büyütmeliyim diye söz verirken kendime; düşündüm sabah girdiğim toplantıların, attığım maillerin, satış hedeflerinin üzerinden kaç saat geçmişti ki daha, çocukluğumdan ilk aşkıma, ayrımcılıktan dostluğa ne yolculuklara çıkmıştım hayatıma dair.
Sezen Aksu da anlamış olacak ki düşündüklerimi yaptı yapacağını yine: anlaşılır gibi değiliz , tek bedende kaç kişiyiz, hem yok eden hem tanık, ne esaslı karmaşa..
ikinci bölümün üçüncü şarkısında telefon geldi, heyecanla ayrıldım konserden. Hatırlamıyorum hangi şarkıyı söylüyordu Sezen.Ama benim kalbimdeki minik kıpırtılarla telefonun ucundaki sesle buluşmak için konseri yarıda bırakıp giderken mırıldandığım şarkı başkaydı:
Ben anlamam taştan yürekten
Anlamam akıntıya kürekten
Bunları boşver ne haber aşktan?